Hızla değişen dünyada, özellikle değişimin ivmesinin ve kapsamının bu denli anlaşılamadığı zamanlarda, öngörü yapmak oldukça zor bir hale geldi. Dolayısıyla, birçok belirsizlik ile de karşı karşıya kalmak önüne geçilemez bir noktaya geldi.
Bu bağlamda, çalışan taleplerinde artış, müşteri beklentileri, siyasal ve ekonomik muğlaklıklar, dijitalleşmenin getirdiği üretim süreci değişiklikleri gibi çeşitli etkenler ile birlikte insanlık, bu belirsizlikler evreninde sistematik çözümler üretmeye mecbur hale geldi. Bu gibi etkenlerin hakim olduğu belirsizlik dönemini, Soğuk Savaş sonrası ABD ordusu tarafınca ortaya atılmış olan “V.U.C.A.” kavramı yani; Volatile: Değişkenlik, Uncertain: Belirsiz, Complex: Karmaşık, Ambigious: Muğlak ” ile tanımlayan hatırı sayılır bir kesim ortaya çıktı. İşte tam bu noktada, ekseriyetle V.U.C.A’nın hüküm sürdüğü ve yeniliklerin sürekli ihtiyaca dönüştüğü dünyada, tasarım odaklı düşünme kaçınılmaz bir metodoloji olarak karşımıza çıkmaya başladı. Buna bağlı olarak, son yıllarda kendinden oldukça fazla söz ettiren bir kavram olması nedeni ile bu yazımızda sizler için “Tasarım odaklı düşünme nedir?” , “Tasarım odaklı düşünmenin basamakları” ve “Tasarım odaklı düşünme örneği” gibi başlıklardan bahsederek konuyu ele aldık.
Tasarım Odaklı Düşünme Nedir?
Hedeflenen kullanıcılara bir servisin veya ürünün
tasarlanması esnasında, gözlem ve empati kurmamızı sağlayan sürece “Design Thinking” yani; “Tasarım Odaklı Düşünme” denir. Bir sorgulama süreci olarak
tanımlayabileceğimiz tasarım odaklı düşünme temelinde, tasarının odağı olan
insan ya da insanlar için derin bir algı oluşturabilmemizi sağlayan, hizmet ya
da ürünü kimin için tasarladığımızı anlamlandırabildiğimiz bir akışı ifade
eder. Bu akışı; “sorunu sorgulamak” ,
“varsayımları sorgulamak” , “uygulama aşamasını sorgulamak” gibi süreçlerin
toplamı olarak değerlendirebiliriz.
Bu kavram, adından dolayı her ne kadar tasarımcılara özgü
gibi algılanan bir teknik olarak gözükse de üretim gerçekleştiren bütün
sektörlerdeki yenilikçiler tarafından benimsenerek pratiğe geçirilen bir
uygulamadır. Dolayısıyla tasarım odaklı düşünme, özellikle kemikleşen
problemlerin derinine inerek, tespit edilmiş ya da henüz ortaya konmamış
sorunları sistematik olarak tekrardan insan merkezli bir biçimde ortaya
çıkarmak açısından ideal bir süreci temsil eder. Buna bağlı olarak, tasarım
odaklı düşünme hipotezlere bağlı bir deney süreci olarak da ele alınabilir. Bu
süreçte önemli olan, sorunları yenilikçi ve yaratıcı bir yaklaşımla çözme
aşamasında, tasarım odaklı düşünme tekniklerinin kullanımının kişilere yardımcı
olması ve rehberlik etmesidir. Unutulmamalıdır ki; problem hala var ise bir
problemdir ve şimdiye kadar denenen yöntemler çalışmamıştır. İşte tam bu
noktada tasarım odaklı düşünme ve basamakları devreye girer.
Tasarım Odaklı Düşünmenin Basamakları
Tasarım odaklı düşünme üzerine yazılmış birçok yazı ve
akademik makale mevcuttur ve bu metinlerde tekniğin basamakları ele alınırken
farklı evrelerden söz edilir. Bu aşamaları genel anlamda incelediğimizde,
karşımıza çıkan gelişim adımları temel olarak üç ila yedi evre arasındadır. Tasarım
odaklı düşünmenin evreleri çeşitli akademik kaynaklarda farklı olarak ele
alınsa da temelde aynı prensipleri içerir.
Bu nedenle, tasarım odaklı düşünmeyi önde gelen yaklaşımlarıyla aktaran
Stanford Institute of Design Hasso-Plattner’in beş basamaklı modeli ile
incelemek, uygulamada bizlere daha etkin bir alan oluşturacaktır.
Tasarım Odaklı Düşünmede Birinci
Basamak: Kullanıcılarla Empati Kurmak
Tasarım
odaklı düşünmenin ilk basamağı olan kullanıcılarla empati kurmak, öncelikle
problemi tespit edebilmek adına, sorunu yaşayan odak kişinin içinde bulunduğu
durumu ya da gösterdiği davranışlarındaki motivasyonu eşduyum vasıtası ile
anlayarak içselleştirmek anlamına gelmektedir. Kişilerin tecrübelerinin ve
motivasyonlarının derinine inerek; gözlem yapmak, etkileşime geçmek ve empati
kurmak gibi adımlar ile sorunlar anlaşılır ve bu doğrultuda ihtiyaçlar da
somutlaşmış olur.
Tasarım Odaklı Düşünmede İkinci
Basamak: Problemleri ve İçgörünü Tanımlamak
Tasarım
odaklı düşünmenin ikinci basamağında, ilk basamakta elde edilmiş olan bilgiler
bir araya getirilerek analiz edilir ve temel problem için belli bir tanım
yapılır. Buna ek olarak, kullanıcının ihtiyaçları da tanımlanarak, metodu
uygulayan kişi tarafınca içgörü tanımı da yapılır.
Tasarım Odaklı Düşünmede Üçüncü
Basamak: Tasarlamak, Fikir Üretmek ve Çözüm Yaratmak
Üçüncü basamak, tasarım odaklı düşünmede oldukça kilit bir
rol oynamaktadır. Bu süreçte çok sayıda ve çeşitli fikirleri ortaya atmak
oldukça önemlidir. Ortaya atılan fikirlere çözüm üretmek ise sürecin diğer bir
önemli adımıdır. Bu aşamayı, bir beyin fırtınası süreci olarak da
değerlendirmek mümkündür. Ancak beyin fırtınası mutlaka, diğer aşamalarda elde
edilen bilgiler çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Bu basamakta, problemin
alanı genişletilerek farklı ve yaratıcı yerlerden soruna bakabilmek önem arz
eder. Bu çerçevede, farklı insanlardan fikirler almak, dışarıdan bir bakış açısı
ile yaratıcı çözümler bulmamıza yardımcı olabilmektedir. Tasarım odaklı
düşünmenin üçüncü basamağında önemli olan, çözüme giden alternatif yaratıcı
yollar bulmaktır.
Tasarım Odaklı Düşünmede Dördüncü
Basamak: Prototip Oluşturmak
Çözüm için
ortaya fikirler atıldıktan sonra, tasarım odaklı düşünmenin dördüncü
basamağında, hizmet, ürün ya da uygulama için bu fikirlerin denenebileceği bir
taslağın oluşturma süreci karşımıza çıkar. Bu aşama, özetle bir taslak
oluşturma aşamasıdır.
Tasarım Odaklı Düşünmede Beşinci
Basamak: Test Etmek ve Değerlendirmek
Tasarım odaklı düşünmenin son aşamasında bir önceki adımda oluşturulan taslakta öne çıkan hizmet, ürün ya da uygulama test edilir. Test aşamasından sonra iyileştirme yönünde gerçekleştirilmesi gereken revizeler var ise geribildirimler doğrultusunda hayata geçirilir.
Tasarım
odaklı düşünmenin basamakları uygulanırken, bahsettiğimiz beş evre arasında
sıralı olarak ilerleyen bir düzen mevcut değildir. Daha önce de aktardığımız
üzere burada en önemli husus yenilikçi ve katkı sağlayıcı bir süreci üretiyor
olmaya odaklanmaktır. Özetle, tasarım odaklı düşünme bizlere oldukça net ve
özel bir sistematik süreci ifade eder;
Empati kur –
Tanımla - Fikir Üret – Tasarla – Test Et – Değerlendir
Tasarım Odaklı Düşünme Örneği
Konu tasarım
odaklı düşünme olunca, bizlere adeta aydınlanma yaşatan birçok heyecan verici
örnek karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan en bilineni ise kuşkusuz, köprünün
altında sıkışan kamyon örneğidir. Yazımızın bu kısmında, sizlerle eskiden
yaşanmış bir olay olan köprüye sıkışmış kamyon örneğini paylaşarak, tasarım
odaklı düşünmenin bizlere sunduğu standartların ve kalıpların dışında
düşünmenin ürettiği çözüm ile nasıl hayata geçtiğini aktaracağız.
Yolda seyrine devam eden bir kamyon standartlara göre çok
daha alçak inşa edilen bir köprünün altından geçmek ister ancak sıkışır. Kamyon
şoförü öyle bir durumda kalır ki aracı ileri ya da geri hareket
ettirememektedir. Yolun kapanmasına neden olan kamyon ciddi bir trafik sorununa
yol açacağından, durumun hemen çözülmesi gerekmektedir. Acil durum
personelleri, itfaiyeciler ve mühendisler olay yerine intikal ederler ve
uzmanlık alanlarına göre çözüm önerisi sunmaya başlarlar. Kimi kamyonu
parçalara ayırmayı, kimi köprünün kamyonu sıkıştıran kısmının yıkılmasını
önerir. Olay yerinden yürüyerek geçerken durumu gören bir genç ise
lastiklerdeki havanın boşaltılması önerisini sunar ve böylece kamyonun
lastiklerinin havası boşaltılarak kamyon sıkıştığı yerden kurtulur.
İnsanlık, belli kurallar ve düşünce kalıpları ile hareket etmeye
alışıktır. Sıkışan kamyon örneğinde olduğu gibi, bu tip basmakalıp fikirler
üzerinden ilerlemek bir konuyu çözerken beraberinde daha büyük problemler
getirmektedir. Örnekte bahsedildiği üzere, olaydaki uzmanlar sabit olan köprüyü
yıkmak, hasar görmüş kamyonu tamamen işlevsiz hale getirecek şekilde parçalara
ayırmak gibi çözümler sunarak daha büyük sorunlara neden olacak aksiyonlara
yönelmeyi akılcı bulmuşlardır. İşte tam bu noktada devreye tasarım odaklı
düşünme ile kalıpların dışına çıkmak girmektedir. Örnekte olduğu gibi tasarım
odaklı düşünme, mevcut olan problem çözme yöntemlerinin dışına çıkarak,
yaratıcı, farklı ve yeni düşünme şekillerinin geliştirilme çabasıdır. İşte bu
çaba, “Thinking outside of the box” yani kalıpların dışında düşünmek demektir.
Son olarak, daha önce de bahsettiğimiz üzere; ”problemi
çözerken yeni problemler yaratmaya devam ediyorsak ortada hala bir problem var
demektir. “